Türkiye’nin dış ticaret politikasında ve uygulamalarında tercihli ticaret anlaşmalarının önemli bir yeri vardır. Bu anlaşmaların tarihsel gelişimine bakıldığında 1980 yılının bir milat olduğu görülür. Türkiye, 1980 yılında ekonomik anlamda bir yeniden yapılanma gerçekleştirdi. “24 Ocak 1980 Kararları” olarak bilinen bir dizi karar yürürlüğe konularak serbest piyasa ekonomisine geçildi. Bu kararlar ticarette dışa açılmayı da içeriyordu. Böylece, ihracata dayalı yeni ve serbest bir dış ticaret politikası benimsendi. İhracatın arttırılması, yeni pazarlara erişim sağlanması ve serbest ticaretin geliştirilmesi hedeflendi. Türkiye’nin ilk serbest ticaret anlaşması 10 Aralık 1991 tarihinde imzalanan ve 1 Nisan 1992 tarihinde yürürlüğe giren EFTA-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması’dır. EFTA tarafı, İsviçre, Norveç, İzlanda ve Lihtenştayn ülkelerinden oluşur. Türkiye’nin dış ticaret politikasında tercihli ticaret anlaşmalarına yer vermesini sağlayan belirleyici unsur, Avrupa Birliği ile kurulan Gümrük Birliği’nin 1 Ocak 1996 tarihinde tamamlanması oldu. Gümrük Birliği uyarınca Türkiye, Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret Politikası’nı üstlenme yükümlülüğü altına girerek,
Gümrük Birliği dışındaki ülkeler ile ticaretinde Avrupa Birliğinin tercihli ticaret sistemini benimsedi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile kurduğu Gümrük Birliği’nin yanı sıra, 1990’lı yıllardan itibaren çok taraflı ticaret sisteminde küreselleşmenin ve bölgeselleşmenin etkileri ortaya çıkmış ve tercihli ticaret ağları genişlemeye başlamıştı. Bu çerçevede Türkiye, genişleyen tercihli ticaret ağlarına katılmak ve Gümrük Birliği’nden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla, başta Avrupa Birliği’nin serbest ticaret anlaşması (STA) imzaladığı ülkelerle olmak üzere, karşılıklı yarar esasına dayalı serbest ticaret anlaşmaları imzalamış ve imzalamaya devam etmektedir. Türkiye’nin bugüne kadar STA imzalamış olduğu ülkeler ve halihazırda STA imzalamak üzere müzakere yürüttüğü ülkeler hakkında güncel ve detaylı bilgi edinmek için
tıklayınız. İki ülke veya ülke grubu arasındaki bir tercihli ticaret anlaşmasının kapsamına giren ve anlaşmanın öngördüğü koşulları sağlayan ürünlerin, anlaşmaya taraf olan ülkeler arasındaki ticaretinde, karşılıklı olarak vergi muafiyeti ve indirimleri yapılır. Gümrük birlikleri ile kurulan ticaret yapısı malların serbest dolaşımı ilkesine dayalı iken, tercihli ticaret anlaşmaları kapsamında yapılan ticarette “malın menşei” dikkate alınarak konulan kurallar geçerlidir. Menşe kavramı ve menşe kuralları ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için
tıklayınız.
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki tarım ürünleri ve AKÇT ürünleri ticaretinin gümrük birliği kapsamında girmediğini; bu ürünlerin Türkiye ile AB arasında karşılıklı olarak belirlenen bir tercihli rejime tabi tutulduğunu hatırlatalım. Tarım ürünleri ve AKÇT ürünlerinin Türkiye ile AB arasındaki ticareti serbest dolaşım esasına değil, menşe esasına dayanmaktadır. Dış ticaret işlemlerinde kullanılan ve eşyanın tercihli ticaret anlaşmalarına göre menşeini veya gümrük birliğine göre serbest dolaşım statüsünü gösteren belgeler hakkında daha fazla bilgi almak için
tıklayınız.